TOPLUMUN KABULLENİŞİDİR “KANAAT ÖNDERLİĞİ”
Toplumlar kişilerin ihtiraslarına kurban edilemeyecek kadar önemlidir. Kişisel menfaatlerini toplumun önüne geçirenler kaybetmeye mahkumdur. Çünkü toplumun menfaatleri yerine geçirdikleri makamları kullanarak kendi şahsi ikballeri, çıkarları için kullananlar tarih önünde hesap verirler.
Toplumsal hareketler kendi iç dinamikleri içerisinde birliğe, beraberliğe ve ortak akla ihtiyaç duyarlar. Ortak aklın yerini kişisel menfaatlerin aldığı toplumların birliğinden, beraberliğinden bahsedemezsiniz.
Toplum önderi olmak, kanaat önderi olmak seçimle veya bir sivil toplum kuruluşu başkanı olmakla olmuyor. Hasbelkader bir sivil toplum kuruluşunda konjektürel bir koltuk, makam sahibi olabilir, ele geçirebilirsiniz. İşte o makamda, koltukta toplum için ne yaptığınız ve kendi menfaatlerinizi toplumun menfaatlerinin gerisinde bırakıp bırakmadığınız toplumda ki karşılığınızı ortaya koyar.
Kişisel hırslar toplumun menfaatleri önüne geçtiği zaman herşeyi ben bilirim, ben yaparım, ben, ben, ben diyen kişilerden toplum lideri, kanaatönderi olmaz, olamaz. Kendilerini bulanmaz hint kumaşı sanan bu kişilerin çocukluktan bu yana psikolojik travmalar yaşadığı aşikardır. Psikolojik tedaviye ihtiyaçları vardır. Bu kişiler toplum içinde tedavi edilmedikleri takdirde topluma zarar verirler.
Toplumların en büyük yaşama kaynakları geçmişlerine bağlılıkları, gelenekleri, görenekleri ve töreleridir. Türk toplumunda da “haddi bilmek” gibi güzel bir söz ve buna uygun olarakta “hadsizlere had bildirmek” diyede güzel bir töre vardır.
Hiç bir toplum geçmişine söverek, eleştirerek bir yere varamaz. Bu hadsizliği yapanlara toplumsal olarak toplum içinden birileri çıkar ve hadlerini bildirir. Kendine faydası olmayanların topluma faydası olmaz. Ailesine faydası olmayanın çevresine katkısı olmaz. Toplumuna, çevresine katkı sunamayanların her zaman önceliği “ben” olmuştur. Çevrenizde “ben” diyen kim varsa bu ailenizden biri olabilir, akrabalarınızdan biri olabilir, iş arkadaşınız olabilir, toplumun her hangi bir alanında olabilir, bu kişiliklere dikkat edin. Hiç bir zaman sürekli başarılı olamazlar. Geçici başarılar elde edebilirler. Gölgesine sığındıkları atalarından, üstlerinden elde ettiklerini harcarlar. Bu makamsa makam, koltuksa koltuk, paraysa para, itibarsa itibar her ne sayarsanız sayın hep başkalarının himayesinin ekmeğini yerler. Ürettikleri birşey yoktur. Bir yaraya merhem oldukları hiç görülmemiştir. Birşeyler yapsalarda toplumun gözüne sokmak adına “ben burdayım” demek için benliklerini öne çıkarmak için yaparlar.
Kısacası toplum adamı olmak o kadar kolay bir olgu değildir. Toplum adamı olmak makamla, mevkiyle ölçülemez. Toplumun o kişiye yüklediği sorumluluk ve verdiği değerle kanaat önderi olunur, toplum adamı olunur.
News
