“ŞEREFSİZLERE” tanga giydirmekte her gazetecinin görevidir
25 yıllık meslek hayatımda “gazetecilik” üzerine onca yazı okudum, sayısız görüş, düşünce dinledim. Yüzlerce kitap, binlerce makale inceledim. 17 yıldır da Sevdam Bağcılar dediğim ilçeme ve Bağcılarlı hemşerilerime hizmet etmeye gayret ediyorum.
Öncelikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gazetecilik ve basın üzerine yaptığı açıklamalara bir bakalım. Bakalım Cumhurbaşkanımız Erdoğan neler ifade etmiş, “” Farklı seslerin, özgün düşüncelerin kendini ifade imkanı bulduğu medya, sağlıklı bir kamuoyu için de çok önemlidir. Medya bağımsız olmalıdır; basında çalışanlar, gazeteciler, haberciler ne derece özgür olursa, ülkenin demokrasisi de o denli güçlü olur.”
Şimdide Cumhuriyetimizin banisi devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk gazetecilik ve basın üzerine neler ifade etmiştir ona bakalım. Atatürk “Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta, bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte, hülasa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir.”
Bir başka konuşmasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Gazeteciler, kanunun ve umumun menfaatlerinin aksine muamelelere şahit ve vakıf oldukları takdirde gerekli yayında bulunmalıdır.”
Şimdi bu sözlerden sonra meslek büyüklerimizden bazılarının sözlerine de atıfta bulunmak isterim.
Hıfzı Topuz meslek büyüğümüz “Gazeteciliğe girdin mi artık her şeyi göze alıp çalışman lazım. Direnmekten vazgeçmemek lazım, dimdik durmak lazım, kafa tutmasını bilmek lazım, tehlikeyi göze almak lazım. Bunu yapamayacak güçte olanlar girişmesinler bu işe. “
Allah’a çok şükür 17 yıldır Bağcılar’da omurgalı bir şekilde dimdik durarak, direne direne, gerektiğinde kafa tuta tuta, tehditlere,kumpaslara, kurgulanan tüm senoryalara, oyunlara, pusulara meydan okurcasına ayaktayız. Ayakta kalmayada devam edeceğiz.
Her dönem bize şucu, bucu, X partili, Y partili, Z partili vs vs yakıştırmalar yapanlar halen utanmıyorlar mı?
Veya onun adamı bunun adamı diyerek iftira atanlar attıkları iftiraların karşısında utanç duymuyor mu?
Arsızla arsız olunmaz!
Yüzsüz, muhatap alınmaz!
Ar damarı çatlayanlara söz söylenmez!
Hele hele gazetecilik mesleğini şerefli veya şerefsiz diye ikiye ayıran “ŞEREFSİZLERE” tanga giydirmekte her gazetecinin görevidir.
Birilerine yalakalık yapacağım diye gazetecilik mesleğinin içine “şerefsizlik” ifadesini katan alçaktır, namusszuzdur.
İnsanların şerefi ile haysiyeti ile oynayan insanlıktan nasibini almamıştır.
Gazeteci kimseden emir almaz, kimseyi kayırmaz.
Doğruları yazıyoruz, işinize gelmiyor diye 17 yıldır sizin gibileri çok gördük, geçirdik.
Atatürk’ün dediği gibi “Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır.” gördüklerimizi, düşündüklerimizi Bağcılarlı hemşerilerimizle samimiyetle yazıyoruz, paylaşıyoruz diye 40 itin havlamasından korkmayız.
Biliriz ki bir Bozkurdun ardından 40 köpek havlar!
Aklınızı başınıza alın, bulaşmayın!
Tahahkküm altına alamazsınız, diz çöktüremezsiniz, nüfuza tabii tutamazsınız. Öleceğimi bilsem doğru bildiğimi yazmaya, söylemeye devam edeceğim.
Ekmeğimizle oynayanlarla da bu dünyada da ahirette de hesaplşacağım.
Atatürk ne güzel söylemiş “Matbuat hiçbir sebeple tahakküm ve nüfuza tabii tutulamaz.”
Hürriyet Gazetesi’nin kurucusu Sedat Simavi “Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma.” diyor.
Allah’a çok şükür kalemimi bir kere bile satmadım, sattığım günde yazıklar olsun bana!
Helal süt emdiren bir annenin, alın teri ile parasını kazanan bir babanın evladıyım. Bugüne kadar onların başını yere eğmedim.
Son söz “itlerinize sahip çıkın, havlamasınlar, hırlamasınlar. Yarın kuduz olup sizi ısırmasınlar!”
News
